30 Haziran 2008 Pazartesi

euro 2008'in ardından

geçmiş olsun. yaklaşık 1.5 saat önce, ispanya -genel olarak türkiye'nin oyununu andıran- şiir gibi futboluyla şampiyon oldu. turnuva içerisinde şahsen, özellikle rusya, ispanya ve türkiye'nin oyunlarını beğeniyordum, finali de rusya - türkiye oynar diyordum açıkçası ama bildiğiniz üzere; o almanya engeline takıldı. hal böyle olunca, futbollarından hazzetmesem de, burak'ın söylemiyle; "en azından şampiyona elendik" diyebilmek için aklım almanyada, gönlüm ispanyada kalmıştı. neyse ki ispanya tek golle çözdü işi. iyi de oldu heralde.

söylemesi çok kolay, avrupa şampiyonası. euro 2008. avrupanın en iyi milli futbol takımlarının mücadele ettiği, eufa'nın göz bebeği, devasa organizasyon.

söylemesi kolay da; biz o maçları izlerken neler çektik, ses tellerimize kim bilir ki kaçar bar zarar verdik, allah bilir. şampiyona boyunca toplam 8 defa "gol" diye zıpladık, üstelik bunların 4'ü 76. ve 90. dakikalar arasındaydı. gol dağılımı ise semih şentürk(3), arda turan(2), nihat kahveci(2), uğur boral(1) şeklindeydi.

euro 2008, türk milli takımının katıldığı üçüncü avrupa şampiyonasıydı ve bildiğiniz gibi yarı finale kadar aslanlar gibi, alnımızın akıyla, söke söke geldik. dile kolay; yarı final! aslında daha da giderdik, isnapya'nın aldığı bu kupayı biz de alabirdik ama önce fatih terim'in de sürekli belirttiği gibi şu saçma goller yeme hastalığımızdan kurtulmamız, takımımızı, hocamızı ve futbolcularımızı her koşulda desteklememiz -ki galibiyet durumunda taraf(tar) olmak kolaydır. mühim olan; malupken taraf(tar) olabilmektir.- ve başarılı olabileceğimize dair inancımızı kuvvetlendirmemiz şart.

üçüncü katılışımız olması rağmen, gerek taraftarımızla, gerek teknik direktörümüzle, gerek ise futbolcularımızla; şampiyonanın en renkli takımı olmayı başardık. bununla yetinmedik; yarı final oynadık. finali sonuna kadar hakkettik. adım gibi eminiim ki bu gece finali biz oynuyor olsak; kupayı almadan geri de dönmezdik. ama olmadı, bu seferlik de buna kısmet dedik.

peki bundan sonra ne olur?
fatih terim'in milli takımların başında kalması büyük avantaj, adım gibi emiinim ki fatih hoca 2010 dünya kupası'na kadar özellikle defans ve kalede yaşadığımız (stoper, kaleci) sorunları çözecek ve türk a milli futbol takımını bir adım daha yukarı başarıyla taşıyacaktır. ha şampiyon oluruz, yarı final oynarız, çeyrek finalde eleniriz ya da gruplardan çıkamayız; bunlar hakkında tahmin yürütmek için henüz çok erken ancak şu bir gerçek; bu hırsla, bu inançla futbol oynuyor olmamız gösteriyor ki türkiye yakın zamanda futbol adına gerek milli takımlarıyla, gerek ise kulüpleriyle adından çokça söz ettirecek.

neyse.
kaç zaman geçti üstünden, şimdi şu satırları yazarken bile yeniden yaşadım o heyecanı.

teşekkürler çocuklar!
ispanya'dan, hiçbir eksiğimiz olmadığını, bizim de başarabileceğimizi gösterdiğiniz,
eksiklere, cezalılara rağmen aslanlar gibi mücadele ettiğiniz,
ve asla vazgeçmediğiniz için!

0 comments: