17 Nisan 2009 Cuma

küresel kriz üzerine

(bkz: nokia/#15989625)

mustafa topaloğlu - hoşgeldin obama



bu eser ölümsüzleştirilerek nesilden nesile aktarılmalı, felsefesi idrak edilmeli. iyi ki varsın mustafa topaloğlu!

edit: youtube şu an bende var ama belki sizde olmayabilir, tünel münel bir şeyler yapmak için tam şuradaki bağlantıyı kullanabilirsiniz. (üşenmeyin kullanın. pişman olmayacaksınız.)

15 Nisan 2009 Çarşamba

serbest düşüş

yurttaşlarım! romalılar!

yaklaşık iki aylık uzunca bir aranın ardından, öncelikle yokluğumda merakten deliren, eski sevgilinin hal hatır sorma konseptli yavşak mesajına "dur şimdi sinirliyim sonra konuşalım görüşürüz" diyen, "bu çocuk öldü mü pipisi mi koptu allahım ne dolap dönüyor?!" diye düşünüp rakıyı şaraba, şarabı da passiflora'ya katan siz değerli ve analytics raporlarından gördüğüm kadarıyla son derece de vefalı dostlarıma kucak dolusu sevgiler sunuyorum.

bir süredir buralarda görünmüyor oluşumun altında öyle ağdalı cümleler, zengin betimlemelerle anlatılacak karizmatik bir sebep yatmıyor maalesef. tembellik, iş yoğunluğu, yerel seçim kampanyalarının yarattığı yersiz gerginlik gibi muhtelif sebeplerim var. bu anlamda, bir daha arayı bu kadar açmayacağıma dair sözler vermek dışında konuşulacak kayda değer pek bir şey yok diyebiliriz kısaca.

eh, madem öyle serbest düşüş halinde geçen bu iki aylık zaman zarfı içerisinde neler oldu, onları toparlayıp (kronolojik değil tabii) yeni bir sayfa açalım hızlıca;

- galatasaray, hamburg'a ali sami yen'de 2-0'dan yenildi, bu vesileyle uefa'ya da veda etti. maçı buğra ile birlikte seksek'te izlemiştik, bittiğinde poor misguided fool dinleyecek kadar dertliydik. kısfmet.

- ispanya'ya da hem içeride, hem dışarıda yenildik. bundan böyle ali sami yen'de oynanan maçları seksek'te izlememe kararı aldım. bu ne lan!

- yerel seçimler çok şükür ki yaşandı bitti, çılgın chp'li annem ise tam da beklendiği gibi sandıkta görevliydi. aile fertleri olarak kendisini duvarlara chp mottoları yazarken hayal edip kahkaya gark olduk. neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi, anneyi ergenekon'a kurban vermedik. nilüfer'i ve şişli'yi kaybetmedik. tekirdağ'ı geri aldık, istanbul'u ise kıl payı kaybettik. daha iyi olabilirdi; olmadı. geçtik bunu.

- nisan'ın son haftası itibariyle yeni evimde ikamet ediyor olacağım umarım. yoruldum.

- yeni flexi kartımın üzerinde hamit altıntop var! "ne demek istiyorsunuz lan siz" dedim, "yanlış anladınız bir haftaya kadar altıntopsuzunu göndereceğiz" dediler. hayır hamit altıntop'u severim ama kredi kartımın üstünde erojen bölgeye doğru yapılan cüccük hareketi benzeri bir hareket yapıyor oluşundan memnun olmam beklenemezdi!

- serbest salınım birinci yaşını doldurdu. tabii yokluğumda bunu da kaçırdık. pastalı, mumlu bol akollü bir tören düşünüyordum oysa ki. neyse, seneye.

- how i met your mother ve lost'u çok saldım blog. öyle ki kaç bölüm geriden takip ettiğimi bile bilmiyor ve hatta çoğu zaman takip de edemiyorum. buradan hareketle, özellikle hafta içi kendime ayıracak 60 dakikam bile olmadığını açıkça görebiliyoruz. hoş, haftada 9 gün ve günde 26 saat çalışan bir insanın cumartesi geceleri bokunu çıkarırcasına eğlenebiliyor oluşu da enteresan sayılabilir. şükretmek lazım galiba.

- cumartesi demişken, 2 mayıs 2009 cumartesi gecesi "istanbul viva ek$ibition zirvesi" sonunda gerçek oluyor. mekan her zaman olduğu gibi seksek, konsept eğlenceli, ortam tatlı. detaylar zamanla hem limon'da, hem facebook'ta. ilgililer takipte kalsınlar.

- dental operasyonlarım bugün itibariyle bitiyorlar sanırım. ameliyatla alınması gerekn son 20 yaş dişimin geleceği ise hala muamma lakin çok sallamıyorum artık onu. yokmuş gibi davranıyorum. ağrı sancı da yapmıyor hem. canım.

- düzenli spor yaşantısı tekrar gündemde, bu sefer ne tür bir başarısızlık ile son bulacak bilmiyorum ama başa döneceğimiz kesin! essporto üzerine bir takım düşünceler, planlar var. tutarsa eğlenceli olabilir.

ve son olarak;

- sizi ihmal etmeyeyim diye, masaüstümde artık kocaman bir notum var. şöyle yazıyor;

"serbest salın!"

hoşgeldim!