17 Mart 2008 Pazartesi

bencilim, bencilsin, bencil..

hayatın içerisindeki hiçbir şeyin karşılıksız ve nedensiz olmadığını düşünüyorum. öyle ki zaman zaman sadece düşünmekle kalmıyor, aksini iddia edenlerle ciddi tartışmalara bile tutuşuyorum. (düşüncelerimi fanatizm boyutuna taşımak gibi kötü bir huyum var sanırım)

biraz acımasız gelebilir belki ama dilencilere para vermemizden tutun da, herhangi bir konuda manevi yardıma ihtiyaç duyanlara yardım etmemiz, sevgiliye çiçek böcek almamız bile en basit haliyle içimizi rahatlatmamıza yarıyor. dilencilere para veririz (ya da vermeyiz, kişisel tercihtir, çok ayrı) çünkü paramız olur, onun ise olmaz. karşı tarafın bu "yokluğu", "yokluktan" yoksun bir insanın suçluluk duyması için yeterli bir sebeptir.

dilencilere para veririz, çünkü paramız vardır ve parası olmayanlara karşı "mahçup" hissederiz. rahatlamaya ihtiyacımız vardır.

parayı geçelim. sevgililere çiçekler, böcekler, çikolatalar, hediyeler alırız. üstüne de "o mutlu olsun, mutlu hissetsin" diye yalandan bir not düşeriz. yalnız işin aslında "mutlu olmak" gibi bencilce bir sebebe dayandığını hiç düşünmeyiz. (buradan hareketle, "mutlu olmak" için karşı tarafı mutlu etmeye "incelik" denirken, yine "mutlu olmak" için karşı tarafı mutsuz etmeye bencillik denmesinin de ziyadesiyle saçma olduğunu belirtmek isterim)

bir tek dileğim var; mutlu ol yeter dileğinin aslında baştan aşağı -yalan ağır olur belki ama- yapmacık olduğunu nedense hiç aklımıza getirmeyiz. samimi değildir. (ne samimiyeti be, alenen yalan. yılan gibi sürünsün, perişan olsun isteriz de söyleyemeyiz, tırsarız)

sevgili demiştik, sevdiğimiz insanları genel olarak mutlu etmeye ve rahatlatmaya çalışırız. sebebi "sözde" onları düşünmemizdir. özde ise yine onların mutluluklarından haz almamızdan başka bir şey değildir.

ben bu ekmek / köfte hesabını yapmaya başladığım günden bu yana zaman zaman insanların neredeyse tamamının yapmacık ve samimiyetten uzak olduğunu düşünüyorum. düşünmek istemiyorum, ama engelleyemiyorum..

yani şey diycem,
gerçekler -ya da gerçeklerim- bu kadar acımasız olmak zorunda mı?
dünya üzerinde gerçekten "karşılıksız" tek bir şey bile yok mu?
rotary club, tegv, akut.. hepsi mi yalan ulan?

ha bi de,
hal böyleyken, "bencil" kelimesini hakaretten ziyade her insanın standart donanımında bulunan şahane bir "sıfat" olarak kabul etmenin ne sakıncası olur?

0 comments: